TÜRKİYE’DE GERÇEKLEŞEN DEPREMLERİN TARİH BAKIMINDAN HİCRİ TAKVİME GÖRE DEĞERLENDİRİLMESİ VE ANALİZİ
Dünyanın, oluşumundan bu yana bazı coğrafî bölgelerinde sürekli depremler oluşmaktadır. Yerkabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar hâlinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yer yüzeyini sarsma olayı "DEPREM" olarak tanımlanmaktadır.
Dünyanın yüzeyinden merkezine kadar olan kısımlar dıştan içe doğru Litosfer, Astenosfer, Manto ve Çekirdek (katı) katmanlarından oluşmaktadır. Yerin, yüzeyden derine gidildikçe sıcaklığın arttığı bilinmektedir. Astenosfer’de oluşan kuvvetler, özellikle konveksiyon akımları nedeni ile taş kabuk parçalanmakta ve birçok levhaya bölünmektedir. Yerkabuğunu oluşturan bu levhaların birbirine sürtündükleri, birbirlerini sıkıştırdıkları, birbirlerinin üstüne çıktıkları veya altına girdikleri sınırları, deprem bölgeleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Depremlerin büyük çoğunluğu bu levhaların birbirlerini zorladıkları levha sınırlarında ve dar kuşaklar üzerinde oluşmaktadır. İtilmekte olan bir levha ile bir diğer levha arasında sürtünme kuvveti aşıldığı zaman bir hareket oluşur. Bu hareket çok kısa bir zaman biriminde gerçekleşir ve şok niteliğindedir. Sonunda çok uzaklara kadar yayılabilen deprem dalgaları ortaya çıkar. Kuramlara göre, herhangi bir noktada, zamana bağımlı olarak, yavaş yavaş oluşan birim deformasyon birikiminin elastik olarak depoladığı enerji, kritik bir değere eriştiğinde, fay düzlemi boyunca var olan sürtünme kuvvetini yenerek, fay çizgisinin her iki tarafındaki kayaç bloklarının birbirine göreli hareketlerini oluşturmaktadır. Bu hareketler bir noktada biriken birim deformasyon enerjisinin açığa çıkması, boşalması, diğer bir deyişle mekanik enerjiye dönüşmesi ile ve sonuç olarak yer katmanlarının kırılma ve yırtılma hareketi ile olmaktadır. (1,2,3)
Ülkemiz, bulunduğu konum ve coğrafi özellikleri nedeniyle sürekli depremlerle yüz yüze gelen, bazı depremler sonucu ağır sonuçlara maruz kalan ülke listesinde ön sıralarda yer almaktadır. Şekil-1’den de görüleceği üzere ülkemizde yer alan diri faylar sürekli aktif hâldedir. Bu aktivitelerin sonucu olarak son dönemlerde yılda 20 binin üzerinde deprem meydana gelmektedir. Bu depremlerin çoğu küçük büyüklüklerde olsa da büyük depremleri tetiklemesi konusunda araştırma ve incelemeler devam etmektedir.
Şekil-1. Türkiye Deprem Tehlike Haritası (2)
Grafik-1. Türkiye’de Yıllara Göre Deprem Sayısı Grafiği (3)
1900 yılından 2023 tarihine kadar Türkiye’de meydana gelen 4 ve üzeri büyüklüğündeki deprem sayısı 7.560’dır. Çalışmamızda kolaylık sağlamak ve odaklanmak için sadece 5 ve üzeri büyüklükteki depremler değerlendirmeye alınmıştır. Bu depremlerin sayısı ise 1.252’dir.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (Kandilli) ile Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) kayıtlarından elde edilen deprem bilgileri birleştirilmiştir. Bu bilgilerde yer alan tarih ve saatler hicri takvim kullanım şartlarına göre yeniden düzenlenmiştir.
Hicri takvimde gün, akşam ezanı vakti (Güneş’in batışı) ile başlamaktadır. Miladiden hicri tarihe çevrimlerde de gündüz vakti esas alınmaktadır. Örnek olarak 15.02.2000 tarihinde saat 14.00’de İstanbul’da meydana gelen bir olayın hicri takvimdeki karşılığı 9 Zilka'de 1420’dir. Ancak yine 15.02.2000 tarihinde saat 21.00’de İstanbul’da meydana gelen bir olayın hicri takvimdeki karşılığı ise 10 Zilka'de 1420’dir, yani olay akşam ezanı sonrası meydana geldiği için 1 hicri gün sonrası olarak çevrilmektedir.
Çalışmamızda yer alan deprem tarih ve saatleri, depremin meydana geldiği yereldeki akşam ezanı vaktine göre değerlendirilerek hicri tarihe çevrilmiştir. Tarihlerin miladiden hicri tarihe çevrimi için Hicri Takvim Araştırmaları Merkezi’nin https://hicritakvim.org/ sitesinde yayınladığı takvim çeviricisi kullanılmıştır.
Öncelikle depremler, gerçekleştiği tarih olan hicri aylara göre değerlendirilmiştir. Adetsel olarak en çok deprem Recep ayında, en az deprem ise Cemaziyelevvel ayında meydana gelmiştir. Ancak her hicri ayda meydana gelen deprem sayısı, aylık ortalama deprem sayısı olan 104’e yakın olduğu için deprem sayılarının hicri aylara göre homojen bir dağılımının gerçekleştiği söylenebilir.
Tablo-1. Depremlerin hicrî aylara göre dağılımı
Grafik-2. Depremlerin hicrî aylara göre dağılımı
Deprem tarihlerini, hicri ayın çeyrekliklerine göre değerlendirdiğimizde ise ilginç bir gruplaşma meydana geldiği görülmektedir. İlk çeyrek ve ikinci çeyrekte meydana gelen deprem sayıları aynı iken üçüncü ve dördüncü çeyrekte meydana gelen deprem sayıları birbirine yakın ancak ilk iki çeyreğe göre daha yüksektir.
Bazı bilim adamları tarafından gündeme getirilen tartışmalarda Ay’ın, yerküreye uyguladığı kütle çekimi nedeniyle dünyanın iç katmanlarında ve yüzeyinde meydana getirdiği gerilimlerin depremleri tetiklediğinden bahsedilmektedir. Bazı büyük ölçekli depremler ile Ay kaynaklı gelgit kuvvetleri arasında bir bağlantının olabileceği üzerine çalışmalar yapılmaktadır (5). Gelgit olayı, hicri ayın ilk ve ikinci çeyrek evrelerinde en düşük, yeni ay ve dolunay evrelerinde ise en büyük değeri alır. Çalışmamızda yer alan hicri 29, 30 ve 1. günleri “Eski-Yeni Hilal”; Eyyâm-ı biyd yani aydınlık günler olarak da anılan hicri 13, 14 ve 15. günleri ise “Dolunay” olarak adlandırılarak depremlerin bu günlerdeki sayıları aşağıdaki tabloda verilmiştir. Hicrî ay değişim dönemi olan Eski-Yeni Hilal dönemi yani hicrî 29, 30 ve 1. günlerinde meydana gelen deprem sayısı 91 iken Dolunay dönemindeki deprem sayısı ise 157 adettir. Toplamda gerçekleşen 1251 adet deprem içinde Tablo-3’den de görüleceği üzere Dolunay döneminde meydana gelen deprem sayılarının çok düşük olması, ayın dünyaya uyguladığı kütle çekiminin aslında çok önemli bir etkisinin olmadığını göstermektedir.
Depremler, meydana geldikleri büyüklük değerleri bakımından da incelenmiştir. Elimizdeki verilere göre en küçük deprem 5,0 büyüklüğünde olup, en büyük deprem ise 7,9 büyüklüğündedir. Her hicri ayda gerçekleşen deprem büyüklüklerinin ortalaması alınarak bulunan sonuçlar birbirine çok yakın çıkmaktadır.
SONUÇ
Depremlerin meydana geliş şekli, makalemizin giriş kısmında bahsedilmiştir. Depremlerin meydana geliş sebepleri için farklı kuramlar, araştırmalar vardır. Bizim çalışmamız bu sebepler üzerine olmayıp ülkemizde meydana gelen 5 ve üzeri büyüklüğündeki 1252 adet depremin, gerçekleştiği hicri tarihlere göre detaylı şekilde incelenmesidir. İncelemelerin sonucunda bulunan değerlere göre depremlerin hicrî tarihlerle ve Ay’ın yerküre üzerindeki etkisiyle doğrudan bir ilişkisinin olmadığı görülmektedir.
KAYNAKÇA
- http://www.koeri.boun.edu.tr/sismo/bilgi/depremnedir/index.htm
- https://www.afad.gov.tr/turkiye-deprem-tehlike-haritasi
- https://deprem.afad.gov.tr/event-statistics
- https://hicritakvim.org/
- https://www.nature.com/articles/ngeo2796
Tuğrul ÇEKİRDEK