Bu günlerde, Allah (celle celâlüh) hazretlerinin lütfuna, rahmetine, yardımına çok ihtiyacımız var. Dünyanın birçok yerinde kâfirler, zalimler, hainler, masum insanlara saldırıyor, insan haklarını pervasızca ihlal ediyor, katliamlar yapıyor. Sözde uygar ve aydın Batı dünyası, ikiyüzlü ve çifte standartlı; süper güçlü devletler, gizli hesaplar ve oyunlar peşinde; İslâm devlet ve milletleri ise irtibatsız, dağınık, lakayt; hamisiz mü’min kitleler, mazlum, mağdur ve mustaz... Bu mazlumların imdadına kim yetişecek? Nerede gayret ve hamiyet-i dîniye, sâhib-i hakîkî, halis, muhlis, kahraman, mücahit müslümanlar?
Allah’tan korkan, âhirete iman eden, cenneti arzulayan herkesin uyanması, ateş gibi olması, pervane gibi dönmesi, süratle hizmete koşması gerekiyor.
Ne güzel bir mânevî ve rûhanî mevsim var önümüzde! Allah’ın lütfuna, inayet ve nusretine ermek için ne güzel fırsatlar peş peşe gelmekte! İşte, 14 Aralık 1993 Salı günü, kısaca ‘ÜÇ AYLAR’ dediğimiz mübarek mevsim başlıyor, Receb-i şerîf geliyor.
Receb, tevbe ayı, davranma ve uyanma ayı, ibadete yönelme ayı; dinî yönden çok mühim ve muazzam bir ay! Allahu Teâlâ’nın kullarını çok afv ü mağfiret eylediği, yapılan âmâl-i sâlihaya, hayrât ü hasenâta kat kat, bol bol mükâfat verdiği bir ay!
Bu mânevî mükâfatlara, rahmet, feyz ve bereketlere nail olabilmek için bizim de gayrete gelmemiz, harekete geçmemiz lazım! Çünkü Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve âlihî ve sellem) hazretleri de Receb ayına çok itibar eder, bu ayda ibadet ve taatlerini daha da artırır, onun pek çok günlerinde oruç tutar, gecelerini sabahlara kadar uyanık geçirir, ihya eylerdi...
O halde, siz de davranın, sevgili okuyucular! İhlas ve içtenlikle, ‘tevbe-i nasûh’ ile tevbe edin, ahvalinizi ıslaha girişin, yönünüzü hak yola çevirin, Allah’a yönelin, O’nun rızası yoluna gelin, takvaya sımsıkı sarılın, ibadet ve taatinizi artırın, güzelleştirin; nefsi terbiye için çokça oruç tutun. Kur’ân-ı Kerîm’i anlayarak okuyun, ziyade hayr ü hasenât yapın; fakirleri, muhtaçları sevindirin, gönül kazanın!
Özellikle, çevrenizdeki gafil ve cahilleri uyandırmaya, şaşıranları doğru yola çekmeye çalışın; önce ailenize, çoluk çocuğunuza sahip olun, sonra halka halka faaliyetlerinizi genişletin!
Haramların, günahların her çeşidinden şiddetle sakının, dikkatle uzak durun!
Toplumu düzeltmeye, halkı irşada çalışın; konu komşu, eş dost, akraba ahbab, uzak yakın herkesi, her fırsatta hayra ve hakka teşvik edin, emr-i mâruf nehy-i münker yapın!
İslâm’a hizmet azminizi bileyin, şevke gelin, gayretinizi artırın, güç ve kuvvetinizi tazeleyin, yeniden konsantre olun! Bir gün ansızın ölebileceğinizi, belki bir dahaki ‘üç aylar’a yetişemeyeceğinizi düşünün! Ömr-i azîzinizin bir saniyesinin bile kıymetini bilin, onu iyi değerlendirin, boşa geçirmeyin!
Sizlere Avustralya’dan kucak kucak sevgiler, selamlar! Bu genç ve bakir ülkede, çok şuurlu, çok vefalı, çok samimi, çok kaliteli; ilimle irfanı, ibadetle takvayı beraber götürmeye çalışan; dili zikirli, eli tesbihli, gönlü aydın, yüzü nurlu, çok güzel kardeşlerimiz var; iki yıldır bizi davet eder dururlardı, onlara icabet eyledik; aile eğitim çalışmaları ve diğer sosyal, kültürel, ekonomik faaliyetleri götüreceğiz, en uygun zamanda inşaallah yanınıza geleceğiz.
Hepinizin Üç Aylar’ını, Receb-i şerîflerini, Regaib ve Miraç kandillerini candan tebrik ederim. Mevlâm cümlenizi iki cihanda bahtiyar kılsın, dareynde gönüllerinizin muratlarını versin, mârifetullaha, muhabbetullaha, rıdvanullaha sahip ve mazhar buyursun, sevdiklerinizle beraber cennetine dâhil ve cemalini müşahede şerefine nail eylesin! Âmîn, bi-hürmeti’smihi’l-a’zam ve bi câhi nebiyyihi’l-ekrem sallâllâhu aleyhi ve âlihî ve sellem.
Prof. Dr. M. Es'ad COŞAN
* Bu makale, Kadın ve Aile Dergisinin Aralık 1993 sayısında yayınlanmıştır.
|
Dipnotlar |
1. 40/Mü’min, 60. |